26 Ekim 2011 Çarşamba

Merhaba Silistre


Merhaba Silistre!
Merhaba mehter dedemin şehri!
Mecit Tabya'dan seyrediyorum seni
Gönlüm köpük köpük dalgalanıyor
Seyrederken yemyeşil tepeden
Göklere yükselen pırıltılı çehreni.

Merhaba gençleşen ihtiyar şehir
Merhaba şehrime ayna tutan Tuna'm
Nehirler içinde en muhteşem nehir
Yüzyıllar ötesinden namınız bilinir
Adını andıkça Silistre'yi hatırlarım
Silistre denince Tuna aklıma gelir...

Yüzyıllardan beri yorulmadan
Yeşil eteklerini yıkayarak şehrimin
Sevgilin Karadeniz'e koşuyorsun
Bazen uslanıyor, bazen coşuyorsun
Yaz kış demeden şehrimin sırtını
Benim de ruhumu okşuyorsun...

Seni korumak için bir zamanlar
Kurulmuş görkemli Silistre kalesi
Az değilmiş talan için saldıranlar
Ve gemilerini ganimetle dolduranlar
Kanlı savaşlarda sularda yüzmüş
Nicesinin bedenden ayrılan kellesi.

Osmanlı dedelerim de çarpışmış
Bir zamanlar kaleyi almak için
Beş yüzyıl boyunca burada kalmak için
Ama rahat bırakmamış onları
Ne Haçlıların, ne Avstro-Macarların
Ne de Moskof askerinin batalyonları.

Merhaba yeşil şehrim Silistre'm
Şimdi barış ve yükseliş zamanı
Daha da yeşermeli Tunaboyu parkın
Su ile yeşilin sarmaştığı bu yerlerde
Olmamalı gerçek cennetten bir farkın.
                                                  Isa Cebeci

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder